Pomaklar 5 ülkede azınlık durumundamıdır ?
söz konusu topluluğu Balkanlar için bir yerel halk çerçevesi içinde ele alıp geleneksel
ilişkilerine odaklanmamiz gerekmektedir. Bu çalışma Pomaklarin kimlik algısı ve kendini tarif etme refleksleri, gelenek, görenek, mekân inançları; tabuları ve ekonomik hayatları bağlamında ele alınmalidir. Ancak, kimlik arayışlarının damgasını vurduğu yakın tarih Pomaklarida etkilemiş ve “kendini tarif etme” duygusu gelişmeye başlamıştır. Bu gerçekler ve çıkarımlar üzerine kurulan çalışmamda ilk olarak azınlık kavramının uluslararası hukukta ifade ettiği anlam üzerinde duracak, ardından da Avrupa Birliği’nin azınlık hakları konusunda geçirdiği tarihsel süreç, günümüzde Birliğin yeknesak bir azınlık politikası oluşturma konusunda üye devletler nezdinde yaşadığı sorunlar da göz önünde bulundurularak değerlendirecegim.
Avrupa Birliği ve Türkiye Perspektifinden Azınlık Hakları Sorunu
Bu tanım ve buna benzer diğer azınlık tanımları temelinde azınlık olmanın ana öğelerini ortaya koymak mümkündür. Bunlar; farklılık, sayısal açıdan az olma, başat
(dominant) olmama, vatandaş (yurttaş) olma ve öz bilince (azınlık bilinci) sahip olmaktır. Azınlık olmanın ana öğeleri olarak belirtilen bu beş koşuldan ilk dördü azınlık olmanın nesnel koşulları, beşinci ve son koşul ise azınlık olmanın öznel koşulu olarak nitelendirilmekte olup, bir ülkede bu koşulların tümünü taşıyan bireyler varsa o ülke-de azınlığın da olduğu kabul edilmekte, ülke devletinin bu gerçeği kabul etmesi veya inkar etmesi 1991’de gerçekleştirilen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK) Ce-nevre Azınlık Uzmanları Toplantısı’ndan beri bir şeyi değiştirmemektedir. Ancak bu, her farklılığın azınlık yaratacağı anlamına da gelmemektedir. Nesnel koşulların tamamının mev-cut bulunması durumunda bile, önemli olan öznel koşul yani azınlık bilincidir. Eğer Pomaklarda azınlık bilinci yoksa, azınlık da yok demektir. Bu son husus da, 1991’de gerçekleştirilen AGİK Cenevre Azınlık Uzmanları Toplantısı’ndan başlayarak uluslararası arenada kabul görmektedir.
Avrupa Birliği azınlıklar konusunu temelde insan hakları çerçevesinde ele almaktadır. Hatta bu çerçevede Avrupa Birliği’nin 1990’lara değin insan hakları konusuyla doğrudan ilgilendiği fakat azınlıklar konusuna ilgi göstermediği bile söylenebilir. Özetlemek gerekirse 1945-1989 arası
Günümüz dünyasında hala (içlerinde Pomakların var oldugu bazı Avrupa Birliği üyesi ülkelerinde bulunduğu) birçok devlet azınlıkları iç ve dış ilişkilerini istikrarsızlaştıran potansiyel veya fiili bir tehdit olarak görmekte ve bu anlayış çerçevesinde azınlık politikalarını şekillendirmektedir. Nitekim Dogu Avrupa balkan Ülkelerinde hemen hepsinde birbirinden farklı özelliklere sahip dilsel, dinsel, etnik veya ulusal gruplar bulunan Avrupa Birliği ülkelerinin azınlık politikalarında farklılıklar görülmesinde de Balkan devletlerinin azınlıklara yönelik sahip olduğu bu olumsuz tehdit anlayışının etkisi vardır.Pomakların varlıklarını sürdürdüğü 5 Avrupa ülkesindede Potansiyel etnik bir tehdit olarak görülmekte asimilasyon politikalarına maruz kalan Bir devletsiz halk eritilmesi gereken bir azınlık olarak görülmektedir.
TIKLAYIN . Bizi Facede sosyal Medyada Takip edin.Pomaklar hakkinda her seyden an itibari ile Haberiniz olsun .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder